Etoloji, hayvan davranışlarını biyolojik ve aynı zamanda psikolojik bir bakış açısıyla inceleyen bilimdir. Başka bir deyişle, bu dal, bir uyarana karşı kas refleksleri gibi en basit davranışların yanı sıra, bazı kuş türlerinin esaret altında yaşadıklarında bile göç etme eğilimi gibi karmaşık davranışları da analiz eder.
Bu nedenle, bir çiftlikte uygulamalı etoloji, hayvanların tüm davranışsal ihtiyaçlarını karşılamak için çok yararlı olabilir. Olası kullanımları nelerdir? İşte en önemlilerinden bazıları.
Hayvansal üretimde uygulamalı etolojinin önemi
Tarih öncesi zamanlardan beri, hayvan davranışı bilgisinin insanın hayatta kalması için büyük bir değeri olduğu açıktı. Zamanla, etolojinin uygulanması daha karmaşık hale geldi ve şimdi hayvansal üretim faktörlerinden biri olarak kabul ediliyor. Aslında onun sayesinde sürüler hayvan refahını iyileştirerek üretimi optimize edebilir.
Etoloji bir çiftliğin tüm alanlarına uygulanabilir. Tesislerin tasarımından elleçleme ve nakliyeye kadar, ama hepsinden öte, yemleme veya hayvan üremesi gibi alanlarda kullanımı ilgi çekicidir.
Gıdaya uygulanan etoloji
İyi bir çiftçi, sadece süt ineğinin beslenme gereksinimlerini karşılamanın önemli olmadığını bilir. Besleme yapılırken türün özellikleri de dikkate alınmalıdır..
Örneğin, bir koyunun öğlen mera tüketimi, aynı kafeste bir ineğin tükettiğinin yarısı kadar olabilir.
Türlerin beslenme davranışı sirkadiyen ritimlerden ve beslenme ihtiyaçlarınızdan etkilenebilir. Hayvanlar, onlara daha fazla enerji sağladığı için uzun otları kısa çimenlere tercih etme eğilimindedir. Tarla yerine yemlikte sunulursa, yine enerjik nedenlerle kıyılmış yerine bütün yemi tercih ederler.
Sabahları geviş getirenler daha fazla bakliyat tüketirken, öğleden sonraları otları tercih ederler.
Hayvanın yaşı, beslenirken davranışını da etkileyebilir.. Örneğin, gruplar halinde beslenen yapay olarak süt veren buzağıların daha iyi beslendiği gösterilmiştir. Bunun nedeni, hayvanların, arkadaşlarının emzirmesini izlemek ve dinlemek için daha rahat olmalarıdır.
Son olarak, sürü içindeki sosyal faktörler de rol oynamaktadır.. Sosyal rütbe, bir hayvanın yemek yerken rahatsız edilip edilmeyeceğini veya yiyeceğe erişimi tercih edip etmeyeceğini belirler.
Üreme için uygulanan etoloji
Bir hayvanın üreme davranışını yaş, cins, diyet veya stres gibi birden çok faktör etkiler.Sürüde daha baskın başka bir erkek veya dişinin varlığından bahsetmiyorum bile. Şüphesiz en önemli etkiler duyusal uyarım ve çevre koşullarındaki değişiklikler ile görülür.
Beş duyunun önemi
Üreme aktivitesi bir hayvanın hayatında sabit değildir, olgunlaşma ve uyarılma gerektirir. Bu dönemde çoğu davranış hormonal duruma ve canlının duyusal algısına bağlıdır ve gelişimi başta nöroendokrin mekanizmalar olmak üzere çeşitli faktörlerden etkilenir.
Üreme tepkileri koku ile yakından ilişkilidir. Koku alma sistemi karşı cins tarafından üretilen feromonları yakalar ve hayvanın üreme içgüdüsünü harekete geçirir.
Bu nedenle, feromon üretimini değiştiren herhangi bir insan müdahalesi - örneğin dişilerin vajinal florasını etkileyen antibiyotiklerin uygulanması - üreme üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olacaktır.
Dişilerin yapay işitsel ve koku alma uyaranlarına maruz kalmasının, aygır varlığında olduğu gibi aynı tepkiyi oluşturmadığı bile gösterilmiştir.
Görme ve gün ışığı da üreme davranışını etkiler. Bazı hayvanlar, örneğin at gibi, sıcak mevsimde uzun süre gün ışığını tercih eder. Diğer türler, koyun ve keçilerde olduğu gibi günlerin kısa olduğu zamanlarda daha fazla üreme aktivitesine sahiptir.
Son olarak, işitsel uyarım da önemlidir. Domuzlar gibi bazı türlerde, belirli seslere karşı pozitif üreme tepkisinin görüldüğü bazı türlerde önemlidir. Öte yandan bilinmektedir ki, işitsel uyarım anne-çocuk bağını sürdürmede çok önemli bir rol oynar..
Üreme ve çevre koşulları
Sıcaklık üreme davranışını etkiler. İnek ve koyunlarda beklenmedik bir soğuk döneminin gelişinin sıcağa çıkışı azalttığı gözlemlenmiştir. Bunun bir başka örneği, vücut ısısını dağıtma zorluğu nedeniyle yaz sıcağının libidolarını düşürdüğü erkeklerin durumudur.
Öte yandan, düşünülmelidir ki çiftleşme periyodu çevresel koşullara bağlıdır. Örneğin, Güney Afrika'ya gönderilen İngiliz koyunlarında ilginç sonuçlar görülmüştür: hepsi üreme ritmini güney yarımküreninkiyle değiştiremez veya en azından hemen değiştiremez.
Hayvan hastalıklarına karşı mücadele, kuytu köşelerle doludur, ancak herkes sağlığın zihinsel, fiziksel ve duygusal refahtan geçtiğini bilir. Öyleyse, Bir hayvanın etolojik ihtiyaçlarını bilmek, ona daha uygun bakımın sağlanmasına yardımcı olur. ve böylece bazı patolojilerin görünümü azaltılabilir.