Bu zamanlarda, habitat tahribatı, avlanma ve iklim değişikliği nedeniyle büyük kedilerin hayatta kalması büyük bir zorluk. Neyse ki doğa, soyunu korumak için stratejiler oluşturmak için dişi aslana gerekli zekayı ve çok yönlülüğü bahşetti.
Aslanlar kadar çocukları için dönen çok az hayvan vardır. Doğuştan bir yırtıcı olmanın ötesinde, alışılmadık bir sebatla kendini adamış, cesur bir memeliyle karşı karşıyayız. Dişi aslanların vahşi yaşamdaki davranışları hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız okumaya devam edin.
Aslanlar nasıl?
Aslanlar aslandan sadece tipik kalın yeleleriyle değil, aynı zamanda büyüklükleri ve ağırlıklarıyla da farklıdırlar. Ortalama olarak, dişiler yaklaşık 2,5 metre uzunluğunda ve yaklaşık 180 kilogram ağırlığındadır.
Sürünün içinde genellikle "lider" rolünü paylaşan bir ila üç yetişkin erkek ve yavrularıyla birlikte birkaç dişi bulunur. Dişi sayısının fazla olması nedeniyle, bu kedilerin toplumu anaerkil kabul edilir çünkü pratikte kararların çoğunu verme yetkisi onlardadır.
Aslan dişilere bakmakla görevliyken, avlanmak ve yavrulara bakmakla görevlidir. Dahası, bazı durumlarda bölgelerini korumaya ve işgalcileri korkutmaya da özen gösterirler, böylece erkek çiftleşme dışında neredeyse hiçbir şey yapmaz.
Erkekler fazla kalmaz
Aslanların sürünün tüm kararlarını alıp vermelerinin sebeplerinden biri de "lider" erkeklerin kısa süre kalmasıdır.Genellikle aslanlar gururda "lider" konumları için sürekli savaşırlar, bu yüzden bir gün kaybederler ve gruptan ayrılmak zorunda kalırlar.
Erkeklerin bu dengesizliği nedeniyle dişiler, birbirlerine ve yavrularına bakmak için kendi kendine yeten bir davranış geliştirdiler. Bu sayede üreme için sadece erkeklere bağımlıdırlar.
Gebelikten itibaren anne koruma stratejisi
Vahşi doğada, kızışmış bir dişi aslan sürüde farklı erkeklerle çiftleşebilir. Şaşırtıcı görünse de ortalama 20 ila 40 kez çoğ altılması yaygındır. Aslında bu, kuluçka koruma stratejilerinin en eskisi olabilir: birden fazla erkekle çiftleşme.
Farklı erkekler tarafından yapılan döllenme, yavruların genetik değişkenliğini sağlar. Bu önemlidir, çünkü örneğin baskın erkek değiştirilirse, gururda bebek öldürme yaygındır.Bu senaryoda, yavruların genetik değişkenliği sürü içinde hayatta kalmaları için çok faydalıdır.
Aslan annelerinin ikinci stratejisi ise gebeliklerini birbiriyle eşleştirmek. Bu, birlikte yetiştirmeye fayda sağlar ve yavruların hayatta kalma şansını artırır.
Aslan yavrularının hayatlarının ilk iki ayında saklanır
Doğum anında dişi aslanlar yavrularını saklamak için gururdan uzakta bir in ararlar. Genel olarak çöpte en fazla 4 bebek olur.
Yavruların ne kadar savunmasız doğdukları dikkat çekici: 3-11 günlük olana kadar körler. Anne, yaklaşık 8 haftalık olduklarında onları sürüyle tanıştırır. Dişi aslanlar saklanırken iki haftada bir inlerini değiştirirler.
Bu aşamada yavrularda en yüksek ölüme neden olan avcılar sırtlanlar, çakallar, filler ve bufalolardır.
Dişi aslan kendini ebeveynliğe özel olarak adadı
Bir dişi aslanın ortalama gebelik süresi 105 ile 110 gün arasındadır. Doğumdan sonra, dişiler genellikle yavruları büyüyene ve bağımsız hale gelene kadar üremeye açık değildir.
Bu nedenle dişi aslanlar doğal ortamlarındayken doğumlar arasındaki süre 3 yıla kadar uzayabilmektedir. Esaret altında, süre bir yıla indirilebilir. Emzirme, yavruların yaklaşık 8 aylık olana kadar uzar.
Yavru bakımı, çalışan dişi aslan için anahtardır
Yukarıda da belirttiğimiz gibi aynı gururdaki dişiler yavrularını yaklaşık olarak aynı zamanlarda doğururlar. Bu, yavruların bakımı, korunması ve beslenmesi için ortak bir ağ oluşturulmasını sağlar.
Aslında bu düzenleme sayesinde aynı gururdaki dişi aslanlar genellikle başka bir dişi aslanın yavrularını emzirirler. Ancak bebekler arasındaki yaş farkı 3 ayı geçerse kreşe en küçük yavrular kabul edilmeyecektir.
Davranış araştırmacıları bunun emzirmenin toplumsal doğasından kaynaklandığına inanıyor. Daha yaşlı, daha güçlü yavrular paylarına düşenden fazlasını süt alarak küçükleri aç bırakır.
Yavruların çoğu hayatta kalamayacağı için dişi aslanın hevesi faydasız olabilir
Doğanın zorlu koşulları, yavruların %40 ila 80'inin bir yaşına gelmeden ölmelerine neden oluyor. İki ana sebep, yiyecek kıtlığı ve işgalcilerin saldırısıdır.
Genellikle, istilacılar başka bir sürüden kovulmuş, dişi arayan erkek aslanlardır. Bir gurur bulduklarında, önce mevcut erkeklerle savaşmaları gerekir. Başarılı olurlarsa, işgalciler koalisyonu yavruları öldürecek.
Uzmanlara göre bu yavru katliamı, dişilerin mevcudiyetini ilerletmeyi ve saldıran erkeklerin genlerinin aktarılmasını sağlamayı amaçlıyor. Dişi aslanlar ise yavrularını korumak için ölümüne savaşırlar. Annelerin bir grup içinde kendilerini savunmaları yaygın bir durumdur.
Aslanlar bebek katliyle başa çıkmak için uyum sağlar
Afrika aslanlarında yavru öldürme, bir grup dişi üzerinde geçici ama özel üreme hakları elde etmek isteyen istilacı erkekler tarafından uygulanır.
Ancak, Hindistan'ın Gir ormanlarında yaşayan Asya aslanlarında yetişkinler, öncelikle çiftleşmek için etkileşime giren tek cinsiyetli gruplar halinde yaşarlar. Yakın zamanda, 70 yetişkin Asya aslanı üzerinde yapılan ve farklı bir organizasyon tarzını ortaya çıkaran bir takip çalışması bildirildi:
- Kadın grupları -9 analiz edildi- özel bölgeleri kullanırken, erkek bölgeleri -11 koalisyon- kadınların yoğun olarak kullandığı alanlarda örtüştü.
- Gruplar çiftleşme etkinliklerinde etkileşime girer. Onlarda dişi aslanlar hamile kalmadan önce birden fazla rakip koalisyonla çiftleşir.
- Sonuç olarak, komşu erkek koalisyonları birbirlerine düşman olsalar da, aralarında belirsiz bir babalık olduğu için aynı yavrulara hoşgörülü davrandılar.Bu sistem yavru bebek ölümlerini az altıyor gibi görünüyor. Ayrıca, muhtemelen yavrulardaki baba soylarını çeşitlendiriyor.
Bu çalışma, farklı kaynaklara sahip ekolojik bölgelerde yaşayan aynı türlerde etolojik düzeyde davranış esnekliğini vurgulamaktadır. Ne de olsa bu, genetik değişkenlik ile bebek ölümleri arasındaki dengeyi korumakla ilgili.
Okumuş olabileceğiniz gibi dişi aslanlar, tüm hayvanlar alemindeki en özverili annelerden bazılarıdır. Kuşkusuz, burada toplanan bazı davranışlar insanın kendisinden bile daha karmaşık olduğu için doğa bizi şaşırtmaktan asla vazgeçmiyor.